Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Arkadaş Olabilir Miyiz?

Sohbetin tam ortasından gireceğim bu sefer. Şehirli hayatların sönük ışıkları altında geçirdiğim günlerden bahsedeceğim biraz. Mesela bu aralar sabahları uyanmak da git gide  zorlanıyorum. Trafik gün be gün bedenimin her zerresine dokunuyor ve tahammül kat sayılarımın ayarlarıyla oynuyor sanki. Aynı yolları arşınlarken servis, metro, otobüs, durak fark etmeksizin  her boşluğa bir kuş uykusu sığdırıyorum. Uykular bölük pörçük oldukça günün içinde kaç parçaya ayrıldığımı sayamaz oluyorum.İçimde yaşayan bir ordu insan bir anda dökülü veriyor yapboz parçaları gibi bir bir... Bazı özgelerimi tanımıyormuşum hiç. Bazılarını çok özlüyor, bazılarını da çok seviyormuş, parlatıyormuşum, bazılarıyla kavgalıyız, bazıları çekimser anlaşamıyoruz. Tanımadığım özgeler hayattaki en büyük korkularımın altında yatan karabasanlarmış. Her gün aynı işi yaparken görüyorum onu bazen.Tanımamazlıktan geliyorum. Devam ediyorum yola. Oysa ona görünmezlik pelerininin altına en büyük korkularımı emanet etmişi

SEVGİLİLER GÜNÜ

Doyamadığım sevgilere gelsin bu yazı... Bundan 3-4 yıl önce bir eğitimde sorulmuştu. "Aşk nedir? Aşkın senin için tarifini yapar mısın?" Sabırla dinledim salondaki  yirmi beş kişiyi. Eşsiz gibi görünen, sadece eşlerini anlattıkları bir aşk tarifi aldım; bir tutam ondan, bir tutam bundan! Eğitmen dayanamayıp sordu, "Sen ne düşünüyorsun Özge? " Şaşkın görünüyor olmalıydım. Aşk dedim; şöyle büyükçe yutkunarak ve buradakilerden özür dileyerek. Bence bir kişiye duyulmamalı. Ben hiç sizin gibi bir aşka tutulmadım. Benim hep aşklarım oldu. Aynı anda, bir çok yerde ve zamanda... Evet, çok güzel bir ilişkim var. Delice aşık olduğumu da düşündüğüm bir bağ hatta. Ama aşk deyince aklıma sadece o gelmiyor. Mesela ben bir doğa ana aşığıyım. Doğum aşığı. Bir bebeğin, bir tohumun hayata göz kırpması, ağaçların çiçeklerini açması, kuşların yumurtlamaları delice heyecanlandırır. Mesela, kardeşim Selim. Büyümeye doğru gittiği her gün bir şey öğretiyor. Karşılıksız, farkında olma

PAZARCI MASALI

Her pazar, bizim burada semt pazarı kurulur.  Sabah henüz millet pazar sofrasındayken; ben pazarın en taze sebzeleri, en parlak meyveleri, yeşilin her tonundaki yapraklıgilleri ile buluşurum. Dün de o niyetle sabahın en güzel saatlerinde gittim pazara. Kışın en sevdiğim renklerini görmek, pazarcılarla iki sohbet etmek, doğala olan özlemi gidermekti her zamanki gibi niyet. Yalnız ilk girdiğim sokakta, köşeyi dönmemle bir ses kulağıma çalındı: " Bir sürü hikayelerim var"... Küçücük bir çocuk, kasanın üstüne masal tezgahı kurmuş. Masal satıyor. Her kitabına itinayla bir paha biçmiş. Tabi çocuklara ve masallara aşık biri olan beni etkiledi bu olay. Çağdaş dur,  bu çocukla konuşmam lazım deyip, eşimi beklettim.  Adı Yiğit Burak. 7 yaşında. 41 günlük bir kardeşi varmış.  Ve ona hediye almak için okuduğu masal kitaplarını satmaya karar vermiş. Sonra ben kendimi tanıttım. Masallar anlattığımı ve tezgahında tavsiye ettiği masallarının olup olmadığını konuştuk. Sohb