Onca taş arasından gülümsedi göbek deliğinden biri… Minicikti, miniminnacık hatta. Aldım avuçlarıma sıkı sıkıya bir Dilek diledim. Çok geçmeden kolaylıkla gerçekleşsin diye fısıldadım. Ve dileğimi havalandırıp, batan gün ışıklarına emanet ettim. Su, hava, ateş, toprak dörtlüsü mühürledi gizli gizli istediğimi. Gerçekten de çok geçmedi evren bir cevap gönderdi. Kabul etmekti bana kalan, iyisine kötüsüne, hayrına şerrine bakmadan kabul etmekti tüm olanı biteni. Öyle de oldu. Kabul ettim, kabul oldu! Sen de bir gün bir sahil kıyısında yürürken delikli bir taş seninle konuşmak için göz kırparsa, al avucuna ve yüreğinden geçenleri fısılda… Belki de göklerin açıldığı “tam vakti” saatine denk gelir!