Ana içeriğe atla

TILSIMLI TAŞ

 

Onca taş arasından gülümsedi göbek deliğinden biri…
Minicikti, miniminnacık hatta.
Aldım avuçlarıma sıkı sıkıya bir Dilek diledim. Çok geçmeden kolaylıkla gerçekleşsin diye fısıldadım.
Ve dileğimi havalandırıp, batan gün ışıklarına emanet ettim.
Su, hava, ateş, toprak dörtlüsü mühürledi gizli gizli istediğimi.
Gerçekten de çok geçmedi evren bir cevap gönderdi. Kabul etmekti bana kalan, iyisine kötüsüne, hayrına şerrine bakmadan kabul etmekti tüm olanı biteni. Öyle de oldu. Kabul ettim, kabul oldu!
Sen de bir gün bir sahil kıyısında yürürken delikli bir taş seninle konuşmak için göz kırparsa, al avucuna ve yüreğinden geçenleri fısılda… Belki de göklerin açıldığı “tam vakti” saatine denk gelir!




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PAZARCI MASALI

Her pazar, bizim burada semt pazarı kurulur.  Sabah henüz millet pazar sofrasındayken; ben pazarın en taze sebzeleri, en parlak meyveleri, yeşilin her tonundaki yapraklıgilleri ile buluşurum. Dün de o niyetle sabahın en güzel saatlerinde gittim pazara. Kışın en sevdiğim renklerini görmek, pazarcılarla iki sohbet etmek, doğala olan özlemi gidermekti her zamanki gibi niyet. Yalnız ilk girdiğim sokakta, köşeyi dönmemle bir ses kulağıma çalındı: " Bir sürü hikayelerim var"... Küçücük bir çocuk, kasanın üstüne masal tezgahı kurmuş. Masal satıyor. Her kitabına itinayla bir paha biçmiş. Tabi çocuklara ve masallara aşık biri olan beni etkiledi bu olay. Çağdaş dur,  bu çocukla konuşmam lazım deyip, eşimi beklettim.  Adı Yiğit Burak. 7 yaşında. 41 günlük bir kardeşi varmış.  Ve ona hediye almak için okuduğu masal kitaplarını satmaya karar vermiş. Sonra ben kendimi tanıttım. Masallar anlattığımı ve tezgahında tavsiye ettiği masallarının olup olmadığını konuştuk. Sohb

PUDUHEPA ve KIZ KARDEŞLERİ

Bugün bir tohumun toprak yüzüne çıkıp, güneşi içine çektiği gün! Öyle bir gün ki, sadece güneşi değil, yağmurun bereketini de üstüne yağdırıp, gökkuşağından köprüler kurduğu gün. Güzel bir gün, güçlü bir gün, kutlu bir gün, içimi titreten bir gün... Bugün PUDUHEPA'nın tekrardan doğduğu gün. 3000 yıl öteden gelen baş köşe misafirimiz o bizim. Tarihteki ilk barış anlaşması olan Kadeş'e mührünü basan Hitit Kraliçesi. Sevgi ve Barış sözcüklerini tabletlere kazıyan ilk kadın.  İnsanın içine şefkat tohumları serpen, Ana-Dolu bir diyara sonsuz kökler salan toprağın kadını. Bugünün kız çocuklarıyla buluşmak için nasıl da heyecanlı şimdi. Ayakları üstünde durabilen, kendi gücüne inanan, üreten, sorgulayan, oyun oynamayı hayatı boyunca bırakmayan ve masallara inanan kızlar için burada. PUDUHEPA Puduhepa ve Kızkardeşleri projesinin sahibi ve fikir annesi Renan Tan Tavukçuoğlu. İlk tohum yüreğine düştüğünde tek derdi; ilham verici kadın hikayelerinin aynı coğrafy

OKUL YOLU

Bugün  instagram sayfam okul heyecanıyla yanıp tutuşan, eş dost akraba ile dolunca ben de kendi çocukluk anıma doğru yolculuk ettim. *** Kendimi bilmeye başladığımdan beri “ben yaparım, ben tek kalırım, ben giderim, ben çabalarım, ben denerim, ben öğrenirim” ifadelerini çok kullanırım. Tek başınalık hayatımda ilk öğrendiğim ve keyif aldığım hallerdendir. Bazen bu keyif hali dışarıdan bakanlar için “dikbaşlı, inatçı, fazla özgüveni yüksek, gene bildiğini okuyor, keçi” anlamına gelebiliyor :)  Olsun, en azından büyüdükçe ailem bu davranışlarımı daha kabul edilebilir karşılamaya başlayınca ilişkilerimiz daha bir dinginleşti. Bu fotoğraftaki önlüklü kızçe benim. İlkokula başladığım ilk gün doğup büyüdüğüm dede evinin bahçesinde çekildi bu poz. Yanımda annem, hayatımdaki ilk öğretmenim. Diğer yanda kız kardeşim, ilk sınıf arkadaşım. Evin içinde aldığımız eğitime, 3 yaşında tanıştığım “Susam Sokağı”nın paylaşımları da eklenince ben okula gitmeden çoktan okur, yazar,çizer olmuştum. Sözüm ona